Artık Taşınmaz Bunca Yük
Geçmişten gelen soruya cevap vermek isteyen bir kızım vardı eskiden, onun gibi ben de unutsam diyorum bazen. Ne var ne yoksa geçmişime dair unutsam. Böylece yaralarını sarmak zorunda olduğum biri kalmaz, hüznümü gömdüğüm yerden çıkarıp neşeye çevirmem gerekmez, boşa harcadığım yıllarım zihnimde tepinmez ve belki de her şeyi unutabilsem kaldığım yerden devam etmem gerekmez. Kaldığım yer. Kaçtığım yer. Takıldığım yer. Ömrüme kattığım yer. Ne çok yer ama aslında tek bir yer. Aynı engel mi düşürüyor her seferinde beni? Bir insan kaç kez aynı düzene takılıp düşer geri? İki? Üç? Yedi? Her seferinde görmezden gelip düştüğüm engeli kaçıncı düşüşümde eğilip alırım yerden? Bir düştüm. Tanımadan, bilmeden, görmeden ve fark etmeden. İki düştüm. Hatırlamıyorum bile neydi. Üç düştüm. İlk kez tanıdım orada olan biteni. Dördüncüye düştüm. Sanki ilk kez karşılaşmış gibi. Beşinci kez düştüm. Dedim bu da neymiş, yeni mi? Altı ve yedi. Dönüp dolaştığım hep aynı yerdi. Gözüm mü kapalı