Bu Olanları Meğer Çok Önceden Yazmışım
Bir mektup buldum. Kenarda köşede kalmış, unutmuşum varlığını. Kurup durduğum benden yazılmış, tanımadığım, çok sevdiğim birine. Zihnimde dönüp duranlardan bahsediyorum ya hep, bu da seneler önce dönmüş de durmuş başka bir benin zihninde. Kime yazdığımı bilmem, tanımam etmem ama öyle içten yazmışım ki şüpheye düştüm hafızamın derinliğinden. Yaşadığımı yazmamışım ve o gün yazdığımı yaşadım bugün. Kapkara mürekkep, kağıdı sarmış, kollarımı boyamış. Yazarken abartmayı severim, yaşarken olduğu gibi. Yazarken yüreğime basmayı seçerim, böylelikle yaşarken tahmin edebilirim acının geleceği yeri. Ama bu sefer öyle olmadı. Yazdığım yüzlerce yazının içinde unutmuşum neyi dilediğimi. Yazdığım hisleri koymuşum kenara ve başka bir kağıt almışım önüme. Yazmışım. Yazmışım. Yazmışım. Daha çok yazmışım. Olanı, olmayanı, gerçeği, yalanı, zihnimde kurduğum ne varsa yazmışım. Hep böyleydi, hep yazdım kendimi susturabilmek için ve onlarca defterim var beni bana anlatmak için. Bu mektup nasıl